28 Ocak 2013 Pazartesi




ÖCALAN’LA YENİ GÖRÜŞME YAKINDA


AKŞAM/ 26.1.2013

TBMM Genel Kurulu'nda ana dilde savunma hakkını düzenleyen yasanın görüşülmesi sırasında CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in "Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz" sözleri tepki topladı. Belli ki partide Güler gibi düşünen belli bir kesim var. İş tabii ki CHP liderine düştü ve Kılıçdaroğlu  '' bir etnik kimliği dışlaması, onu ikinci sınıf yurttaş olarak görmesi bizim kabul edebileceğimiz bir olay değildir'' açıklamasını yaptı.
Yeni anayasa hazırlama sürecinde en önemli konunu demokratikleşme ve Kürt meselesinin çözümüne yönelik maddeler olduğu biliniyor. Bu süreçte CHP’de benzer yalpalamalar sık sık yaşanacak gibi. Anlaşılan sosyal demokrat bir partide bu mesele konusunda ortak bir anlayış ve yaklaşım yok. Bu da CHP’nin önündeki en temel sorunlardan birisi. Bir süre önce Hüseyin Aygün ile yaşananlar da bunun örneklerinden.
Eşit yurttaşlar olarak kimsenin kimseye bir lütufta bulunma hakkı olmamalı. Yeni anayasada tüm haklar ve eşitlikler doğal ve varoluştan gelen insan hakları üzerinden düşünülmeli. Bu nedenle bu ülkenin her vatandaşı kendi dillinde konuşma, hizmet ve eğitim alma hakkına da sahip olmalıdır. Yeni başlayan diyalog sürecinin en önemli adımlarından biri de bu olacaktır.

İLK ENGEL AŞILDI

Nitekim, Meclis Genel Kurulu’ndan geçen kanun tasarısı da bu noktada atılan hayati bir adımdır. Yasanın kabulüyle ‘sanık iddianamenin okunması ve esas hakkında mütalaanın verilmesi üzerine sözlü savunmasını kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği başka bir dilde yapabilecek. Tercüme hizmetleri, il adli yargı adalet komisyonlarınca oluşturulan listeden, sanığın seçeceği tercüman tarafından yerine getirilecek’. Eksik ama önemli bir gelişme. Eksikliği ise tercüman giderlerinin devlet değil sanıklar tarafından karşılanacak olması.

EN SOMUT ADIM 4. YARGI PAKETİ

Peki bundan sonra olacak? Bundan sonraki en önemli adım 4. Yargı paketi. Eğer bu paket de beklendiği gibi geçerse, örneğin KCK davalarının tutuklu sanıkları dışarı çıkacaklar. Öcalan’la başlayan yeni süreçte kafalarda birçok soru işareti mevcut. Özellikle ortada somut bir gelişmenin olmaması, Başbakanın Ahmet Türk ile ilgili çıkışları sürecin devamı konusunda şüpheleri arttırıyor. Ancak durum pek öyle değil. Öcalan sürecindeki en somut gelişmenin 4. Yargı paketi olacağı ve bu paketteki maddelerin en azından şüphelerin bir kısmını ortadan kaldıracak somutlukta olması beklentisi yüksek. Ahmet Türk’ün İmralı’ya gidip gitmeyeceğine gelince. Muhtemelen gidecek. İkinci görüşme ise bir iki hafta içinde gerçekleşecek.

İKİ ÖNEMLİ İPUCU

Zaten bu süreçte her hafta yeni bir gelişme beklemek de gerçekçi değil. Ama hafta içindeki iki mülakatın satır aralarını bir kez daha okumakta yarar var. Birincisi Murat Karayılan’ın “ Öcalan’ın bizi tam olarak temsil edeceğine inanıyoruz. Stratejik kararlar ve değişim süreçlerini uygulanması için Öcalan’la tartışma olanağı yaratılabilmesi ve direk temasa geçebilmesi gerekir” diyor. Bu konuda yetkinin kimde olduğunu söylüyor.
İkincisi ise Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Davos’ta NTV’ye verdiği mülakat. Davutoğlu Öcalan-PYD bağlantısından söz ederek İmralı sürecinin Suriyeli Kürtleri de etkileyebileceğini söylüyor: “ Suriye’de PYD, Esad rejimiyle arasına mesafe koymalı.  PYD’nin tutumunu yakından takip edeceğiz. Türkiye'de eğer terör örgütünün silahsızlandırılması söz konusu olursa mutlaka bu diğer ülkedeki gelişmeleri de etkileyecektir.” Bakan, bu süreçteki dış gelişmelerin etkisini doğruluyor.
Tüm bunlar sürecin devam ettiğini ve tarafların birlerinin tarttığının göstergeleri değil mi? Sabırlı olmak hazım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder