ÖCALAN’LA YENİ
GÖRÜŞME YAKINDA
AKŞAM/ 26.1.2013
TBMM Genel Kurulu'nda
ana dilde savunma hakkını düzenleyen yasanın görüşülmesi sırasında CHP İzmir
Milletvekili Birgül Ayman Güler'in "Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit,
eş değerde gördüremezsiniz" sözleri tepki topladı. Belli ki partide Güler
gibi düşünen belli bir kesim var. İş tabii ki CHP liderine düştü ve
Kılıçdaroğlu '' bir etnik kimliği dışlaması, onu ikinci sınıf
yurttaş olarak görmesi bizim kabul edebileceğimiz bir olay değildir'' açıklamasını
yaptı.
Yeni anayasa hazırlama
sürecinde en önemli konunu demokratikleşme ve Kürt meselesinin çözümüne yönelik
maddeler olduğu biliniyor. Bu süreçte CHP’de benzer yalpalamalar sık sık
yaşanacak gibi. Anlaşılan sosyal demokrat bir partide bu mesele konusunda ortak
bir anlayış ve yaklaşım yok. Bu da CHP’nin önündeki en temel sorunlardan
birisi. Bir süre önce Hüseyin Aygün ile yaşananlar da bunun örneklerinden.
Eşit yurttaşlar olarak
kimsenin kimseye bir lütufta bulunma hakkı olmamalı. Yeni anayasada tüm haklar
ve eşitlikler doğal ve varoluştan gelen insan hakları üzerinden düşünülmeli. Bu
nedenle bu ülkenin her vatandaşı kendi dillinde konuşma, hizmet ve eğitim alma
hakkına da sahip olmalıdır. Yeni başlayan diyalog sürecinin en önemli
adımlarından biri de bu olacaktır.
İLK ENGEL AŞILDI
Nitekim, Meclis Genel
Kurulu’ndan geçen kanun tasarısı da bu noktada atılan hayati bir adımdır.
Yasanın kabulüyle ‘sanık
iddianamenin okunması ve esas hakkında mütalaanın verilmesi üzerine sözlü
savunmasını kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği başka bir dilde
yapabilecek. Tercüme hizmetleri, il adli yargı adalet komisyonlarınca
oluşturulan listeden, sanığın seçeceği tercüman tarafından yerine getirilecek’.
Eksik ama önemli bir gelişme. Eksikliği ise tercüman giderlerinin devlet değil
sanıklar tarafından karşılanacak olması.
EN SOMUT ADIM 4.
YARGI PAKETİ
Peki bundan sonra
olacak? Bundan sonraki en önemli adım 4. Yargı paketi. Eğer bu paket de
beklendiği gibi geçerse, örneğin KCK davalarının tutuklu sanıkları dışarı
çıkacaklar. Öcalan’la başlayan yeni süreçte kafalarda birçok soru işareti
mevcut. Özellikle ortada somut bir gelişmenin olmaması, Başbakanın Ahmet Türk
ile ilgili çıkışları sürecin devamı konusunda şüpheleri arttırıyor. Ancak durum
pek öyle değil. Öcalan sürecindeki en somut gelişmenin 4. Yargı paketi olacağı
ve bu paketteki maddelerin en azından şüphelerin bir kısmını ortadan kaldıracak
somutlukta olması beklentisi yüksek. Ahmet Türk’ün İmralı’ya gidip
gitmeyeceğine gelince. Muhtemelen gidecek. İkinci görüşme ise bir iki hafta
içinde gerçekleşecek.
İKİ ÖNEMLİ İPUCU
Zaten bu süreçte
her hafta yeni bir gelişme beklemek de gerçekçi değil. Ama hafta içindeki iki
mülakatın satır aralarını bir kez daha okumakta yarar var. Birincisi Murat
Karayılan’ın “ Öcalan’ın bizi tam olarak temsil edeceğine inanıyoruz. Stratejik
kararlar ve değişim süreçlerini uygulanması için Öcalan’la tartışma olanağı
yaratılabilmesi ve direk temasa geçebilmesi gerekir” diyor. Bu konuda yetkinin
kimde olduğunu söylüyor.
İkincisi ise Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu’nun Davos’ta NTV’ye verdiği mülakat. Davutoğlu Öcalan-PYD bağlantısından
söz ederek İmralı sürecinin Suriyeli Kürtleri de etkileyebileceğini söylüyor: “
Suriye’de PYD, Esad rejimiyle arasına mesafe koymalı. PYD’nin tutumunu
yakından takip edeceğiz. Türkiye'de eğer terör örgütünün silahsızlandırılması söz
konusu olursa mutlaka bu diğer ülkedeki gelişmeleri de etkileyecektir.” Bakan,
bu süreçteki dış gelişmelerin etkisini doğruluyor.
Tüm bunlar sürecin devam ettiğini ve tarafların
birlerinin tarttığının göstergeleri değil mi? Sabırlı olmak hazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder