21 Ocak 2013 Pazartesi




ÖCALAN’LI SÜRECE DESTEK.

19.1.2013/ AKŞAM

Paris’te öldürülen 3 kadının Diyarbakır’da düzenlenen cenaze töreninde Öcalan’ın doğrudan dahil olduğu sürece tam destek çıktı. BDP ve Kürtlerin siyasi kurumların Diyarbakır’daki cenazeye özen göstermesinin arkasında da Öcalan faktörü vardı. Çünkü Batıkent meydanında toplanacak kalabalık ve bu kalabalığı sağduyusu bir anlamda Öcalan’la başlayan yeni sürece destek anlamını taşıyacaktı. Öyle de oldu. Bu da Öcalan’ın kitle üzerindeki etkisinin göstergesi. Diyarbakır’da iş dünyasından, STK’lara, BDP’den sokaktaki insanlara, genç nesille kadar birçok kişinin nabız tutmaya çalıştık. Bazı gazetelerde yapılan yorumların tersine son sürece istisnasız bir destek olduğunu gözlemledik.

SÜRECE TEMKİNLİ DESTEK

Hatta bazı siyasi danışmanların Öcalan’ın gücü kalmadığı yönündeki değerlendirmelerinin da doğru olmadığını gördük. İnsanların Kaflarında soru işaretleri, sürece yönelik güvensizlik, şüpheler yok değil. Çünkü daha önce açılım ve Habur sürecinde yaşananlardan sonra birçok kişi sürecin bir an önce somutlaşması, somut adımlar atılması gerektiğini düşünüyor. 

Bu nedenle  Kürtler umudunu korumakla birlikte geçmiş dönemin aksine beklenti çıtasını yüksek tutmuyor. Bekleyip görmeyi tercih ediyor. Öcalan’dan gelecek açıklamaları bekliyor. Şu sözlere bile rastlamak mümkün: “Süreçle, Kürtlerle, PKK’yla ilgili somut adımların atıldığını görmemiz lazım. Eşit koşullarda bir süreç yaşanması gerekiyor. Devlet bunun farkında mı bilmiyoruz. Hala güven duymuyoruz ve hükümetin geri adım atmayacağını bilmiyoruz. Ancak, işin içinde Öcalan olduğu için beklemek durumundayız.”

SOMUT ADIM TALEBİ

Bir başka görüş ise şu:  “her şey tamamlandı ve kalın hatlarıyla bütün yol haritası hazırlandı. Karşılıklı olarak mutabakata varıldı. Abartılı gibi görünse de görüşmeleri sürdürebilmesi için bir vadede Öcalan’ın başka bir cezaevine nakli bile söz konusu. Şimdi Kandil’in görüş ve yanıtını bekliyor. Kandil kendi görüşünü bildirdikten sonra Öcalan’dan yeni bir açıklama gelecek.” Bu da muhtemelen BDP ve DTK eş başkanlarının ziyareti sırasında gerçekleşecek.

Somut adım olarak da acil olarak karşılıklı eylemsiz kararı bekleniyor. BDP’li yöneticilerden alandaki binlerce kişiye kadar ‘bu adım hep bizden bekleniyor, hükümet samimiyse kendisi de atım atmalı’ deniyor. Bir başka görüşü daha paylaşmak gerekirse. Öcalan’ın kitle üzerindeki etkisi kadar PKK’nın üzerinde etkisi de sürüyor. Küçük bir azınlık dışında Kandil’den itiraz gelmeyecek gibi. Yeni sürece İmralı-Erbil süreci denmesinin nedeni de bu gibi. Yani  PKK’ın da müzakere sürecine katılması gerektiğinin göstergesi. Bu da olmayacak bir şey değil. Ama son karar verici yine Öcalan olacak.

Diyarbakır ince bir çizgide yürüyor, insanlar yorgun ama umutsuz değil. Bu kez bir temkinli yaklaşmalarının nedeni de bu. Karşılıklı çatışmaların durması halinde şehirdeki ruh hayli daha da rahatlayacak. İpin kopması halinde ise içinden çıkılmaz bir manzarayla karşılaşabiliriz. Yazımızı meydandaki en anlamı pankartla sonlandıralım: “Savaşın kazanını barışın kaybedeni olmaz.”

Diyarbakır’da bulunurken Mehmet Ali Birand’ın vefat haberiyle alanda bulunan binlerce insanın nasıl üzüldüğünü gördük. Duayenimiz, ustamız, abimiz, bize dünya vizyonu kazandıran heyecanı, rekabeti, objektifliği, entelektüel derinliği ama her daim takdiri ve yol göstericiliğiyle Mehmet Ali Birand ya da Mehmed Ali beyin vefat haberi bizleri daha da yalnızlaştırdı.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder