ÖCALAN’LI SÜRECE
DESTEK.
19.1.2013/ AKŞAM
Paris’te öldürülen 3
kadının Diyarbakır’da düzenlenen cenaze töreninde Öcalan’ın doğrudan dahil
olduğu sürece tam destek çıktı. BDP ve Kürtlerin siyasi kurumların Diyarbakır’daki
cenazeye özen göstermesinin arkasında da Öcalan faktörü vardı. Çünkü Batıkent
meydanında toplanacak kalabalık ve bu kalabalığı sağduyusu bir anlamda Öcalan’la
başlayan yeni sürece destek anlamını taşıyacaktı. Öyle de oldu. Bu da Öcalan’ın
kitle üzerindeki etkisinin göstergesi. Diyarbakır’da iş dünyasından, STK’lara,
BDP’den sokaktaki insanlara, genç nesille kadar birçok kişinin nabız tutmaya
çalıştık. Bazı gazetelerde yapılan yorumların tersine son sürece istisnasız bir
destek olduğunu gözlemledik.
SÜRECE TEMKİNLİ DESTEK
Hatta bazı siyasi
danışmanların Öcalan’ın gücü kalmadığı yönündeki değerlendirmelerinin da doğru
olmadığını gördük. İnsanların Kaflarında soru işaretleri, sürece yönelik
güvensizlik, şüpheler yok değil. Çünkü daha önce açılım ve Habur sürecinde
yaşananlardan sonra birçok kişi sürecin bir an önce somutlaşması, somut adımlar
atılması gerektiğini düşünüyor.
Bu nedenle Kürtler umudunu korumakla birlikte
geçmiş dönemin aksine beklenti çıtasını yüksek tutmuyor. Bekleyip görmeyi
tercih ediyor. Öcalan’dan gelecek açıklamaları bekliyor. Şu sözlere bile
rastlamak mümkün: “Süreçle, Kürtlerle, PKK’yla ilgili somut adımların
atıldığını görmemiz lazım. Eşit koşullarda bir süreç yaşanması gerekiyor.
Devlet bunun farkında mı bilmiyoruz. Hala güven duymuyoruz ve hükümetin geri
adım atmayacağını bilmiyoruz. Ancak, işin içinde Öcalan olduğu için beklemek
durumundayız.”
SOMUT ADIM TALEBİ
Bir başka görüş ise
şu: “her şey tamamlandı ve kalın
hatlarıyla bütün yol haritası hazırlandı. Karşılıklı olarak mutabakata varıldı.
Abartılı gibi görünse de görüşmeleri sürdürebilmesi için bir vadede Öcalan’ın
başka bir cezaevine nakli bile söz konusu. Şimdi Kandil’in görüş ve yanıtını
bekliyor. Kandil kendi görüşünü bildirdikten sonra Öcalan’dan yeni bir açıklama
gelecek.” Bu da muhtemelen BDP ve DTK eş başkanlarının ziyareti sırasında
gerçekleşecek.
Somut adım olarak da
acil olarak karşılıklı eylemsiz kararı bekleniyor. BDP’li yöneticilerden
alandaki binlerce kişiye kadar ‘bu adım hep bizden bekleniyor, hükümet
samimiyse kendisi de atım atmalı’ deniyor. Bir başka görüşü daha paylaşmak
gerekirse. Öcalan’ın kitle üzerindeki etkisi kadar PKK’nın üzerinde etkisi de
sürüyor. Küçük bir azınlık dışında Kandil’den itiraz gelmeyecek gibi. Yeni
sürece İmralı-Erbil süreci denmesinin nedeni de bu gibi. Yani PKK’ın da müzakere sürecine katılması
gerektiğinin göstergesi. Bu da olmayacak bir şey değil. Ama son karar verici
yine Öcalan olacak.
Diyarbakır ince bir
çizgide yürüyor, insanlar yorgun ama umutsuz değil. Bu kez bir temkinli
yaklaşmalarının nedeni de bu. Karşılıklı çatışmaların durması halinde şehirdeki
ruh hayli daha da rahatlayacak. İpin kopması halinde ise içinden çıkılmaz bir
manzarayla karşılaşabiliriz. Yazımızı meydandaki en anlamı pankartla
sonlandıralım: “Savaşın kazanını barışın kaybedeni olmaz.”
Diyarbakır’da
bulunurken Mehmet Ali Birand’ın vefat haberiyle alanda bulunan binlerce insanın
nasıl üzüldüğünü gördük. Duayenimiz, ustamız, abimiz, bize dünya vizyonu
kazandıran heyecanı, rekabeti, objektifliği, entelektüel derinliği ama her daim
takdiri ve yol göstericiliğiyle Mehmet Ali Birand ya da Mehmed Ali beyin vefat
haberi bizleri daha da yalnızlaştırdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder