‘FİLİSTİNLİ SEVGİLİ’
Birleşmiş Milletlerdeki
Filistin oylaması sonrası en güzel başlıklardan birini Akşam gazetesi attı: ‘Selam
Sana Filistin’. Filistin 65 yıl sonra BM’de üye olmayan devlet olarak kabul
edildi. Bunun anlamı şu: Filistin yönetimi artık BM kurumlarına üye olabilecek.
Filistin 65 yıl önce İngiliz manda sisteminden sonrası BM tarafından ikiye
bölündü. Bir yıl sonra İsrail devletinin işgal toprakları üzerinde kurulmasıyla
Filistin sorunu dünya ve insanlık vicdanına bir hançer gibi saplandı. Alınan
karar 65 yıldır kangren hale gelen yarayı iyileştirir mi bilinmez ama karar
önemli. Umutlu olmak içinse erken. Yine de Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın BM
kürsüsünden söylediği gibi “Filistin halkını tamamen yok etmeye çalışmalarına
rağmen başaramadılar”.
ABD-İSRAİL İTTİFAKI
1947’de BM’nin taksim
planı Araplar tarafından reddedildi. 1948’de İsrail kuruldu. Filistinliler
topraklarından sürüldü. 1967 savaşında Araplar yenilince Filistin toprakları
giderek küçüldü. Filistin toprakları her geçen yıl kemiriliyor. Filistinliler
bugün Gazze dışında Batı Şeria’ta %16’lık
bir toprağa sıkıştı. Bu oran 10 yıl önce %22’ydi. İsrail, Filistin konusunda BM’nin onca kararını
umursamadı. ABD’nin kararı ‘barış sürecini zedeleyecek bir karar’ olarak
değerlendirmesi ise komik. Filistin Yönetimi zayıflatan bu yaklaşım sonunda İsrail
ve ABD’yi sadece Hamas’la baş başa bırakacak.
ARAFAT’IN ESERİ
1974’de Arafat nam-i
diğer Abu Amar’ın BM Genel Kurulundaki konuşmasını hatırladım. Arafat o gün
‘buraya bir zeytin dalı ve bir silahla geldim. Zeytin dalının elimden düşmesine
izin vermeyin’ demişti. Bu tarihi konuşma Filistin mücadelesinin uluslar arası
olanda tanınması yolunda bir dönüm noktası oldu. 38 yıl sonra alınan bu karara
giden yolda taşlar Arafat tarafından döşendi. Karar
öncesi Mahmud Abbas “biz bu dünyaya fazla mıyız” demiş. Yine tarihe not olarak
düşülecek bir cümle. Evet, Filistinliler bu dünyaya fazla mı? İsrail neden çözüme
yanaşmaz? Arap ülkeleri neden hep bahane üretip Filistin konusunda iki yüzlü davranır,
hatta Filistin meselesini ellerinde koz olarak tutarlar? Bu soruların yanıtları
bu yazının boyutlarını aşar. Kısa süre önce çıkan Yıkılsın bu Düzen, Arap Ayaklanmaları ve Sonrası adlı kitabımda
şöyle yazdım: Filistin sorunu çözülmeden Ortadoğu sorunun çözülmesi mümkün
değildir. Modern Ortadoğu tarihinin krizleri, savaşları, ikili ya da çoklu
ilişkileri de bu sorun üzerinden şekillenir”.
ÇÖZÜM BİRLEŞMEDE
20
yıldır Filistin’i takip eden bir gazeteci olarak ideal olmasa bile gerçekçi
çözümün 1967 sınırları üzerinde, başkenti Kudüs olan, mültecilerin makul oranda
dönüş yaptığı, Batı Şeria ve Gazze’den oluşan laik demokratik bir Filistin
devletinden geçtiğine inanırım. Toprağı bol olsun Edward Said iki devletli
çözümün aldatmaca olduğunu söyleyerek Oslo’ya karşı çıkmıştı. Aslında haklı
çıktı. Ama bir de dünya gerçekleri var. Öte yandan mesele bazılarının savunduğu
gibi Filistin’de bir İslam devleti meselesi değildir. Mesele özgürlük, onur ve
kendi toprakları üzerinde bir devlet kurma mücadelesidir. İşte bu noktada artık El Fetih ve Hamas’ın yan
yana gelmesi, Hamas’ın İsrail’in varlığını tanıması, İsrail’in de gerçek bir
barışa yanaşması gerekmektedir. Filistin sorunu yeni bir aşamaya girdi. Ama yıllardır
mücadele eden Filistin halkının önünde daha uzun yol var. Şifresi de Mahmud Derviş’in Filistinli
Sevgili adlı şiirindeki dizelerde yatıyor: Dün seni limanda gördüm/
yapayalnız, yolluksuz yolcu/Bir yetim gibi sana doğru koşuyordum/
Arıyordum sanki yaşlı anamı/ bir Filistin vardı, bir
Filistin gene var.
Mete Çubukçu
1/12/2012 AKŞAM GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder