17 Şubat 2016 Çarşamba


Halep kuşatması bir dönüm noktası mı?


11 Şubat 2016

Suriye savaşındaki önemli dönemeçlerden birincisi, 2014 yılında IŞİD’in denkleme katılmasıydı.
Batı’nın Suriye ve Esad rejimi ile ilgili planı değişti. öncelik rejimin devrilmesinden IŞİD’in zayıflatılmasına kaydı.

2015 sonbaharında Rusya’nın Suriye ile ilgili imzaladığı askeri anlaşma sonrası bu ülkeye yerleşmesi ve askeri olarak Suriye iç savaşına dâhil olması da önemli ikinci dönemeç oldu. Rusya IŞİD’le mücadele adı altında Amerika Suudi Arabistan, Katar Türkiye gibi ülkelerin desteklediği muhalifleri Ahrar Şam grubu, Fetih cephesi gibi ılımlı denilen ama ılımlı olup olmadıkları tartışmalı olan bu gruplara yönelik ağır saldırılar başlattı. Amacı Suriye ordusu ile birlikte kuzeye Türkiye sınırına doğru olan alanları muhaliflerden almaktı. Bunu yaparken sivil hedefleri vurdu, birçok sivil hayatının kaybetti kaybediyor.

İşte tam bu noktada Halep’in kuşatılması ve düşmesi gündeme geldi. Bu çok önemli bir olay ve başka bir dönüm noktası.
Halep tamamen rejim güçlerinin eline geçerse askeri ve moral üstünlük yer değiştirecek, rejim güçleri Türkiye ile muhaliflerin hatlarını kesecek. 
Cenevre’de ya da başka bir yerde masaya oturulduğu zaman elinde daha fazla toprak parçası olacak, pazarlık bu noktadan başlayacak. Genelde bu tür görüşmelerde uygulanan bir taktiktir bu. Masaya oturana kadar elini güçlendirmek alan kazanmak.

Tabii bu noktaya gelinmesi de Rus savaş uçağının Türkiye tarafından düşürülmesinin olumsuz rolü de büyük. Çünkü o vakitten sonra Türkiye neredeyse sınıra uçuş yapamaz oldu ve bu durdum da Rusya ve Esad rejiminin elini kolaylaştırdı.

Çünkü hatırlanacağı gibi Türkiye 2012’den bu yana o hattı bir nevi uçuşa yasak bölge halinde getirmiş ve Suriye uçaklarınınım yanaşmasını önlemişti. Bu siviller için bir koruma muhalifler için rahat hareket etme anlamına geliyordu bu alanlarda Şimdi durum tersine döndü.
Peki Amerika ne yanıyor? Rusya’ya tepkili gibi görünüp aslında belli muhalif grupların vurulmasına göz yumuyor. Çünkü bu cihatçı grupların ileride kendisi için de sorun olacağını düşünüyor ve Rusya ses çıkarmıyor. İkincisi Kasım ayında seçimler var. O vakte kadar fazla bir adım atmak istemiyor.

İnsani bir dram kapıda. Türkiye’nin mülteci politikası ise takdire şayan. Çünkü AB ve diğerlerini ayak sürüdüğü noktada Türkiye bu insanları dışarıda bırakamaz.

Peki sıkışan muhaliler ne yapacak? Bir kısmı, IŞİD Nusra gibi radikal İslami örgütlere katılacak, bir kısmı İdlip civarında direnmeye devam edecek, bir kısmı da Türkiye’ye geçecek. Evet 
Türkiye’ye ama Türkiye ile kesilen lojistik hat muhaliflerin işini iyece zorlaştıracak.

Sonrasında ise rejim, IŞİD ve PYD ve müttefikleri kalacak sanki alanda ki bu başka bir değerlendirme konusu

Sonuçta Halep’in düşmesi ya da Halep Türkiye sınırı arasındaki bağlantının kopması Türkiye açısından yeni bir politikaya geçilmesini ya da alandaki gelişmelere göre yeniden politikasını düzenlemesini gerektiriyor.

Çünkü durum eskiye göre çok farklı artık.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder