DARBE
ÇOCUKLARINI YİYEBİLİR!
T24- 12.07.2013
Mısır
yeni dönem eskisinden daha sorunlu geçecek gibi. Müslüman Kardeşleri karşısına
alan ordu, şu anda kendisini destekleyen kitlelerin en azından bir kısmını bir
süre sonra karşısında görecek gibi. Tahrir kitlesinin bir kısmı Mursi karşıtı
olmakla birlikte ordunun tavrına da karşı. Bu tavır ileriki günlerde protestoya
dönüşme kapasitesine sahip. Ya da bu kitle askeri uygulamaları karşısında doğal
olarak muhalefete geçecek. Darbeyi sağlam tutmak için ordunun Selefilerle
yaptığı pazarlık, önümüzdeki dönem bütün uzlaşmaların, Selefiler üzerinden
yürüyeceğini, Selefilerin onay vermediği herhangi bir plan, taslak ya da ismin
kabul görmeyeceği gösteriyor.
Askerlerin,
Müslüman Kardeşlerin uzlaşmaz olduğu iddiasıyla yaptıkları darbenin ardından
anayasal açıdan (en azından şimdilik) daha katı bir İslami sistemin alt
yapısını hazırladığı, bazı maddelerin Müslüman Kardeşleri bile aratacağı
söylemek mümkün.
Mursi'nin
muhalefetin tepkisini görmez tavrı, demokrasi-sandık indirgemeciliği ne kadar
yanlışsa, sokaklara çıkan milyonlarca muhalifin kendi gücüne güvenmeyip ordudan
medet umması o kadar yanlıştı. Sokaklara çıkarak Müslüman Kardeşlerin sistemi
İslamileştirme iddiasında bulunan seküler kesimler haklı olabilirler, muhalifler
arasındaki dindarların siyasal İslam’a karşı olması da anlaşılabilir. Ancak son
kertede sivil protesto şeklinde başlayan gösterilerin askere havale edilmesi sakıncası
işin sıcaklığı geçtiğinde anlaşılacak. Mısır’daki hava da bunu gösteriyor.
Dün
Müslüman Kardeşleri ‘yedeğine’ aldığını düşünen ordu şimdi kendi geleceği için
daha uçtaki Selefilerle pazarlıkta. Onlarsız hareket edemiyor, onların evet
demediğine onay veremiyor. Bu durum ordunun siyasal İslam karşısındaki
pozisyonuyla ilgili değil. Bu muhtemel anayasa taslağında da net olarak
görülüyor.
Yeni
anayasa taslağında eskisine göre rejim daha ağır İslami kodlar içeriyor. Öte
yandan grevler sınırlandırılıyor, ifade özgürlüğünün sınırları daraltılıyor. Tüm
bunları göz önüne alınca seküler muhalefetin ve özellikle sendikaların bir süre
sonra orduya karşı çıkması kuvvetle muhtemel. Yani darbe bir süre sonra kendi çocuklarını
yemeye başlayacak gibi.
Aslında
Ordu kendini kurtarmaya, çıkarlarını korumaya çalışıyor. Ordunun Mısır'da
siyasi, uluslararası ve ekonomik, evet ekonomik rolü bilinir. ABD ile
ilişkilerini unutmamak gerekiyor. Ekonomik açıdan çok zor dumuda olan Mısır’a Suudi
Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirliği gibi Körfez zenginlerinin darbenin
ardından 12 milyar dolarlık yardım paketi açılması manidar.
Bundan sonra
kısa vadede
-Bu
krizden Müslüman Kardeşler güçlenerek çıkacak. İddia edildiği gibi yeraltına
inmeyecek. Ancak eski oy oranını aşması zor. Tahrir’in eski devrimcileri
başkanlık seçiminde Mursi için oy kullanmıştı. Bu kez bu olmayacak. Mursi’nin
göreve iadesi şimdilik mümkün değil gibi. Ölümlerin artması halinde iç savası
ihtimali her zaman var.
-
Darbeye giden süreçteki protestolarda işin yoksulluk yönü, Mursi’nin ekonomik
başarısızlığı hep ikinci planda kaldı. İhvan’ın en büyük hatası ya da sıkıntısı
ekonomiye göz ardı etmesiydi. Siyasal İslam kitleleri bir yere kadar
sürükleyebilir. Körfez zenginlerinin hemen muslukları açarak darbeye destek
vermesi de bu açıdan değerlendirilmelidir. Asker bu parayla Mısır’a belli
oranda nefes aldırabilir.
-İşçi
sınıfı ve sendikaların Mübarek’in devrilmesinde önemli rol oynadığı bilinir.
Mürsi döneminde yüzlerce grev söz konusuydu. Ordu bu tecrübeyle grevlere
sınırlama getirerek işçileri baskı altına almaya çalışıyor. Ama, ters tepme
ihtimali yüksek
Ve son söz;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder