3 Temmuz 2014 Perşembe


BAĞIMSIZ" KÜRDİSTAN FİKRİNE ALIŞMAK

Mete Çubukçu 


Ortadoğu’da yeni bir dönemin eşiğindeyiz. En önemli sorulardan birisi “1914’de çizilen sınırların 100 yıl sonra yerine kalıp kalmayacağı”. Bir diğer soru da  Irak ve Suriye’nin geleceğinin nasıl şekilleneceği ve muhtemel bir Bağımsız Kürdistan ihtimali.


Belki farkında değiliz ama tüm bu yaşananlar bölgede geçen yüzyılda olanlardan daha fazla sorun yaratma kapasitesine sahip. Üstelik bir bölümü mezhebi bir ayrışma üzerinden yürüyor. Bu, önemli olduğu kadar tehlikeli bir gidişat.

Evet, 100 yıl sonra önemli şeyler oluyor, eski ezberler bozuluyor, bölge denklemine yeni aktörler katılıyor. Ve bazıları için belki de 100 yıl sonra önce Kürtler bölgede yeniden önemli bir özne olarak öne çıkıyor.

100 yıl önce o dönemin emperyalleri tarafından göz önüne alınmayarak dört ülkenin sınırları içinde bırakılan Kürtler bölgenin devletsiz en büyük ulusal topluluğu denilebilir.

Son dönemde IŞİD'in Irak'taki ilerleyeşi sonrasında sınırlarını fiili olarak genişleten, genişletmek durumunda kalan Irak Kürt Yönetimi, gelinen noktada  "bağımsızlığı" daha çok telafuz ediyor. Sanki tarihin akışı, siyasal ve ekonomik koşullar da Kürtleri bağımsızlığa "zorluyor. Hatta Iraklı Kürt liderler ve yetkililer "Biz Irak'ın bütünlüğünden yanayken Iraklı diğer gruplar anayasaya uymayarak bizi bölünmeye zorluyor. Ama biz sonuna kadar Irak'ın bütünlüğünü savunacağız" diyorlardı. Ama sanki Kürler de yolun sonuna gelmiş gibi görünüyor. 

Neden mi?

2009 ylında Irak Kürt Bölgesindeki Selahhatin kentinde Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani  Selahhatin'deki kartal yuvasını andıran karargahında yaklaşık 1 saat süren mülakatımızda "Bağımsız Kürdistan bütün Kürtlerin hayalidir. Benim de hayalim. Ama şu an için gerçekçi değil" demişti.

Bir yıl sonra İstanbul'da görüştüğümüz Irak Cumhurbaşkanı Celal Tatabani'den de benzer şekilde "Kürdistan'ın kurulmasının mevcut şartlarda mümkün olmadığı" yanıtını almıştım. Bu durumun birçok nedeni olmakla birlikte en önde geleni bölgesel koşulların uygun olmaması, başta Türkiye, İran ve tabii ki ABD'nin bu duruma sıcak bakmaması geliyordu. 

Peki şimdi Bağımsız Kürdistan mümkün ve gerçekçi mi?

Sorunun yanıtı artık "evet"tir. Ama bu "evet" göründüğü kadar kolay bir "evet" olmayabilir. Mevcut şartlar ve tarihin akışının Kürtleri böyle bir yöne zorladığı ortada. Türkiye dahil olmak üzere bölge ülkeleri artık yeni döneme kendilerini hazırlamaları, ileriye yönelik bölge planlarında Kürdistan ihtimaline yer vermeleri gerekiyor. 

Irak'ta Kürtler IŞID saldırısı ve Sünni bölgesindeki isyandan önce de mevcut koşullarda Irak'ın bu haliyle yürümeyeceğini söylüyordu. Maliki hükümetinin tavrı, Sünnilerin durumu, işlemeyen bir anayasa, gelirlerinin gerektiği paylaşılmaması, merkezin Kürt petrolleri üzerindeki baskısı ve tabii ki Kerkük'teki belirsizlik bu durumu besleyen unsurların başında geliyordu.

IŞID hamlesi ile ülke fiilen üçe bölündü. Kerkük artık sınırları itibariyle artık Kürtlerin elinde. Bundan geriye dönüş kolay olmaz. 

Üstüne üstlük Irak Kürdistan'ı Irak'ın en güvenli, en gelişmiş, dünyayla bağı olan bölgesi. Eleştirilecek birçok yanı olmasına rağmen kurumsal devletleşmeye hazır; İşleyen bir özerk parlamento, bölgesel bir anayasa, kendine ait bir ordu (peşmerge) , yasal kurumlar da mevcut. Bu durum Irak'ın diğer bölgeleri ile karşılaştırılıdğında Kürtlerin seslerini yüksetmeleri açısından  anlaşılabilir bir durum.

Ancak en önemlisi Kürtlerin Irak'ın diğer bölgeleri yani Şii ve Sünni Araplarla birlikte bir gelecek görememeleri. 

Bölgedeki konjonktür değişiyor. Her ne kadar ABD Kürtlerin bağımsızlığına karşı çıkıyor gibi görünse de ileriye yönelik olarak bu fikri değişebilir. Bağımsız Kürdistan artık Türkiye için de kalın bir kırmızı çizgi değil. Hatta, ABD'nin Küdistan'ı kurmak için Irak'ı işgal ettiği söylenirken şimdi ABD sanki Türkiye'yi frenliyor gibi görünüyor.

Ama tüm bunlara rağmen Bağımsız bir Kürdistan bölgedeki haritayı ve ilişkileri kökten değiştirecek bir gelişmedir. Özellikle dört parcadaki Kürtler gözönüne alındığında Türkiye, İran yerinen bir durum değerlendirmesi yapmak zorunda kalacaktır.

Bağımsız Kürdistan kısa vadede hayata geçer mi? 

Bence şüpheli...

Bağımsız Kürdistan fikri sıcak gelse bile diğer parçalarda ne olacağı Türkiye dahil bazı ülkeleri için hala soru işareti. Arap,Kürt denklemi, mezhebi bölünmelerin artması, Türkiye-İran'ın tavrı ve ABD'nin yaklaşımı ve bölge şartları için hala vakte ihtiyaç var gibi. 

Öte yandan Kürt sorunun hala çözememiş, Suriye'de Kürtlere uzak duran bir Türkiye tutarlı olamaz. Irak'taki bağımsız bir Kürdistan'ın diğer bölglerdeki Kürt hareketlerini kısa vadede zayıflatması ise kolay değil.

Ama Bağımsız Kürdistan fikrini alışmak gerekiyor. 

Bölgede Türkiye'nin barış ve istikrarı için Kürtlerle yürümesi elzem gibi görünüyor. Ancak, sadece ekonomik çıkarlar değil  daha geniş bir perspskiften bakarak yol almaya ihtiyaç  var.

Irak Kürdistan'ı ile kırmızı çizgilerini silikleştiren bir Türkiye'nin, kendi topraklarındaki barışı bir an önce hayata geçirmesi gerek. Türkiye'de Kürtlerle eşit, adil ve özgür birlikte bir gelecek bölünmenin değil birlikte yaşamın anahtarıdır.

Çünkü Bağımsız Kürdistan'a soğuk bakmayan bir Türkiye, kendi  Kürt sorununu çözmediği takdirde inandırıcı olamaz. 

Üstelik elini daha çabuk tutmasının zamanı gelmiştir. Çünkü tarih kimi zaman sizi beklemez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder