IŞİD’e ebelik yapanlar şimdi cellatlığa soyunuyor
15.09.2014
ABD
Başkanı Obama IŞİD için deyim yerindeyse “görüldüğü yerde vurulmalı” dedi.
Peki
bu o kadar kolay mı? IŞİD ya da IŞİD mevzilerini vurmak kolay ama çözüme ne kadar
yardımcı olacağı soru işareti. Irak ve Suriye’de IŞİD’i ciddi hava saldırıları
bekliyor. Üstelik bu saldırıların bir kısmı da Türkiye sınırın hemen yanı
başında gerçekleşecek. Türkiye her ne kadar doğrudan bu işin olmayacağını
söylese de Amerika Türkiye’den ‘elini taşın altına’ sokmasını bekliyordu. Zaten Türkiye, IŞİD’le sınır
komşusu olmasından dolayı meselenin doğrudan içinde.
İmza atılmaması normal!
Ancak
Türkiye Cidde toplantısında IŞİD’e karşı mücadele toplantısında imza atmadı.
İmza atlamadığı için metinde yer alan hiçbir taahhüt kendisini bağlamayacak.
Türkiye’nin gerekçeleri olduğu için imza atmaması normal. Suriye meselesinde
yakın zamana kadar dış müdahale bekleyenler şimdi ‘olmaz’ diyor. ‘Olmaz’ın
gerekçeleri ise başta Musul Başkonsolosu ve çalışanlarının IŞİD’in elinde
olması.
Ancak
imza atılmaması zımni destek vermemesi anlamına da gelmiyor. Hem sınır
güvenliği, militan geçişleri hem de istihbarat anlamında destek söz konusu
olacaktır.
ABD Havadan yerel güçler karadan
Obama’nın
açıkladığı planda tek yeni nokta, Suriye’de IŞİD’in vurulacağı.
Amerikan
koalisyonu bekleneceği gibi hava saldırıları planlarken karada işleri Irak’ta
orduya ve Kürdistan bölgesinde Peşmergeye, Suriye’deyse artık ne anlama geldiği
tartışmalı ‘ılımlı’ muhaliflere bırakacak.
Türkiye
dahil, bölge ülkelerinden ise ‘Sünni eksenli’ destek istenmesi ise kendi içinde
problemli.
Ortadoğu’ya
dışarıdan silahlı müdahale her zaman sorunlu olmuş, beklenmeyen, karmaşık
sorunlar yaratmıştır. Lübnan’dan Irak’a oradan Suriye’ye kadar bunu görmek
mümkün. IŞİD’in
büyümesine vesile olanlar, geçmişte tıpkı El Kaide’yi yaratanlar (ABD ve bazı
Arap ülkelerinin içinde bulunduğu ülkeler ) gibi şimdi de yarattıkları
canavarın celladı olmaya hazırlanıyor.
IŞİD
tarzı yapılanmaların nasıl vücut bulduğu, neden görmezden gelindiği, kimlerce desteklendiği
başka bir tartışma konusu. Ancak varolan durumda bu yapının katliamları, Irak
ve Suriye’de yol açtığı yıkımlar ortada.
Amerikan
planı IŞİD’e belli oranda darbe vuracaktır. Ama sonrası soru işaretleriyle
dolu. Türkiye açısından bu durum çok sıkı bir sınır güvenliği rejimini yeniden
hayata geçirmek anlamına gelecek. Çünkü ‘sınır komşumuz’ IŞİD’in kaçacağı yerlerden
ya da tehdit edeceği yerlerden birisi Türkiye.
Alanda,
Irak ordusu ve Iraklı Kürtlere verilecek eğitimin hemen sonuç vermesi mümkün
değil. Öyle olsa ABD’nin eğittiği Irak ordusu zaten IŞİD’le başa çıkardı. Tabii
ki ağır silahlar Kürtleri güçlendirecek ki bu da kendilerini savunmaları için
gerekli. Ayrıca psikolojik açıdan da bu destek önemli.
Gelelim
Irak ve Suriye’deki Sünnileri örgütlemelere.
Irak’taki
Sünnilerin topyekun İŞİD’e karşı savaşması, 2007’daki gibi ‘çıkış’ ya da
‘sahva’ hareketi mümkün olmayabilir. Çünkü Sünniler kendilerini anayasal,
ekonomik ve siyasal olarak güvenceye almadan ve bunu garantilemeden IŞİD’e
karşı mücadele vermeyecek gibiler. Üstelik Ezidi katliamında IŞİD’e yardım eden
‘kirvelerin’ yani Sünni Arap grupların ellerinde fiili bir bölge de var artık.
Ilımlı ne demek?
Suriye’de
ise durum daha karışık.
ABD
Suriye’de muhaliflerden ılımlı olanları bir kez daha eğitmek, silahlandırmak
niyetinde. Birincisi, ılımlı tanımı sorunlu.
Hangi
gruplar ılımlı? Ilımlı ne demek?
Bilindiği
gibi Suriye’deki ayaklanmanın belli bir aşamasından sonra Suriye’deki ılımlı
muhalifler olabildiğince silahlandırılmış, bu silahların önemli bölümü IŞİD’in
eline geçmiş ve bu ılımlıların bir kısmı IŞİD’e katılmıştı. Şimdi ‘ılımlı’ olarak kabul
edilen örgütlerin çoğu Selefi yapılanmalar. Selefi örgütlenmelerden Nusra
cephesi ya da İslami Cephe’nin silahlandırılması IŞİD’e karşı belli bir başarı
sağlayabilir ama ya sonrasında?
Kürtlere Silah ve Eğitim
Peki,
silahlandırılacak muhalefete içinde Rojava’daki Kürtler dâhil mi? Ya da IŞİD’e
kök söktüren tek güç olan YPG’ye silah ve eğitim verilecek mi? Bu konuda,
Türkiye’nin tavrı ne olacak?
Suriye
muhalefetinin yaklaşık 4 yıldır Kürtleri içinde almadığı biliniyor. YPG ile
IŞİD parantezine sıkışan Türkiye karar vermek durumda. YPG’nin ÖSO içinde küçük
gruplarla, alanda, sembolik ittifaklar kurduğu haberleri yeni bir gelişme ama
şimdilik mevzi bir durum. Ancak YPG’nin Özgür Suriye Ordusu’na katılması,
Türkiye’nin dolaylı olarak YPG ile ilişkisini hayata geçirebilir.
Öte
yandan Amerikan saldırısı IŞİD’e darbe vuracak olsa da olsa hava sahası ve
ulusal sınırları gerekçe göstererek Esad rejimi buna itiraz ediyor. ABD’ye
bizimle işbirliği yapmak zorundasınız diyor. Yani denklem giderek karışıyor.
Ve
IŞİD’in mali kaynaklarını kurutma planı.
Bilindiği
gibi IŞİD Irak ve Suriye’de Rakka’da ele geçirdiği bazı petrol kaynaklarını sınır
ülkelerine kaçak yollardan satıyor. Türkiye’de bunların içinde olduğu
söyleniyor. Türkiye’nin hem insan hem de petrol geçişinin önlemesi için sınırları
tam denetime tabii tutması gerekiyor.
Ve Sünni ülkeler koalisyonu.
Ortadoğu’da
mezhep ekseni üzerinden kurulan birliktekilerin çöktüğü ya da daha fazla sorun
yarattığı bilinir. Çünkü bölgede mezhep koalisyonları çalışır gibi görünse de yanıltıcıdır; son kertede çıkarlar
ön plandadır.
Üstelik
bazı Sünni ülkelerin doğrudan IŞİD’le ilişkisi olmasa da bu yapılara konjonktürel
olarak soğuk bakmadığı bilinir.
Mezhebi
cephe, üstelik ABD-İran yakınlaşması, İran’ın Irak ve Suriye’de oynadığı rol (
özellikle Irak’ta İran birliklerinin IŞİD ilerleyişine doğrudan müdahale ederek
Amerin kasabasını katliamdan kurtardığını, Kürtlere askeri yardımdan
bulunduğunu unutmayalım) nedeniyle çok işlevsel olmaz; cepheleşmeyi arttırır. Üstelik
Türkiye’nin bölgede belki de tek özgün politikası mezhepler üstü olmasıdır.
Peki ne yapmalı?
Türkiye
cidde bildirgesine imza atmadı. Zaten Türkiye doğrudan askeri bir müdahalede bulunamazdı.
Ancak,
IŞİD konusunda yapabileceği en önemli şey sınırları olduğundan daha iyi
koruması böylece temeli olan ya da olmayan iddialara yol açmamasıdır. Sınır
bölgelerinde IŞİD çok sıkı takibe alınmalıdır. Bombardıman sonrası geri
dönüşler başlayabilir.
Suriye’de
muhaliflere verilen destek yeniden gözden geçirilmelidir. Suriye muhalefeti
örgütlenirken daha şeffaf ve dikkatli olunmalı, ıIımlı muhalefet içinde
kimlerin olduğu bilinmeli, Rojava
Kürtleriyle bağlantı kurup IŞİD’le mücadele konusunda destek verilmelidir.
Irak’ta
Kürtlere askeri olmayacaksa mali desteğin verilmesi, Kürt bölgesinde sadece
petrol olarak bakmaktan vazgeçilmesi gerekiyor. Üstüne üstlük, Ezidilere
saldırı sonrasında PKK’da Irak Kürt bölgesinde bir aktör olarak ortaya çıkmış
durumda. Irak ve Suriye’de krizlerin daha fazla derinleşmesi yeni IŞİD’leri
doğuracak çünkü. Sonuçta Amerika bombalar ama etkilenecek olan komşu ülkeler ve
Türkiye olur.
Artık,
Irak ve Suriye’de daha düşük profil çizme zamanı gelmiştir. .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder