9 Ekim 2014 Perşembe


Tampon bölge: Ne için ve kime karşı?
25.9.2014
diken com
Düşman IŞİD olunca bu kez ABD’nin hava harekatına ‘Hayır’ diyen yok.
Usulen itiraz edenler bile durumdan pek şikâyetçi değil. Örneğin, Rusya, İran, Suriye Ulusal Muhalefeti, Şam rejimi… Türkiye de önce olmaz diyordu, şimdi cephenin bir yerlerinde.
Herkes sonrasını düşünüyor
Yani son üç yıla bakacak olursak Suriye meselesinde yan yana gelmeyen farklı ülkeler ‘bir arada.’ Ama herkes harekâtın sonrasını düşünüyor.
Rusya ABD saldırısının uluslararası hukukun ihlali olduğunu söylerken aslında derdi bu işin Şam rejimine uzayıp uzamayacağı. Keza İran da aynı düşüncede. Yoksa IŞİD’in bombalanmasına ses çıkaracak halleri yok. Başından bu yana zaten belli radikal örgütlerin temizlemesi gerektiği görüşündeydiler.
Muhalifler asıl Şam’ın vurulmasını istiyor
Suriye Ulusal Muhalefeti üç yıldır dış müdahale çağrısı yapıyordu. Ama bu kez pek sesleri çıkmıyor; onlar Şam’ın bombalanmasını istiyor çünkü.
Üstelik sadece IŞİD değil, Nusra, Ahrar ul Şam gibi örgütler de hedefte. Nitekim henüz Suriye Ulusal Muhalefeti’nden Amerikan operasyonuna destek gelmiş değil. Beklentileri IŞİD’den sonra Şam’ın vurulması. Bu da pek kolay değil tabii ki.
Ancak herkes hava saldırısının IŞİD’e askeri açıdan darbe vuracağını, ama IŞİD’i ya da IŞİD zihniyetini yok etmeyeceğini biliyor.
Türkiye tam ne yapacağını bilemiyor
Türkiye’ye gelince. Sorun o kadar karmaşık ki Türkiye tam ne yapacağını bilemiyor. Harekata bir biçimde dahil olacak ama tampon bölge, uçuşa yasak bölge, güvenlikli bölge, güvenlikli cep vb. birçok fikir jimnastiği söz konusu.
Tampon ve uçuşa yasak bölge, Suriye’de iç savaşın başlangıcında ortaya konan ama kabul görmeyen bir plan. Türkiye hala bu planın peşinde. IŞİD’i terör örgütü ilan eden Türkiye, rehinelerin kurtulmasından sonra artık daha rahat, ama Ankara sanki gözünü işin sonrasına da dikiyor.
Sorular
Türkiye açısından birinci soru: IŞİD sonrası operasyon Şam’ı da içine alacak mı?
İkincisi, tampon bölge sınırını ne kadarını kapsayacak? 1.5 milyon mülteci geldikten sonra tampon bölge bir işe yarayacak mı? Üstelik fiili olarak 2,5 yıldır bir tampon bölge zaten söz konusu. Peki, tampon bölgeyi kim kuracak, kim güvenliğini sağlayacak? BM bu fikre katılacak mı? Tampon bölge Esad’a mı, IŞİD’e mi karşı olacak?
Üçüncüsü, ve hepsinden önemlisi Türkiye’nin tampon bölge vs. derken Suriyeli Kürtler, PYD ve silahlı kanadı YPG ile ilişkileri ne olacak?
Dördüncüsü, biz kendi aramızda tampon bölgeyi konuşuyoruz ama dünyada pek kimsenin gündemi bu değil gibi. Mantık açısından Türkiye’nin tek başına Suriye içlerine girip güvenlikli alan oluşturacağına ihtimal vermek de zor.
PKK ile görüşme YPG ile çatışma!
Üçüncü soruya odaklanmakta yarar var. PKK liderliği ile yasal çerçevede çözüm görüşmeleri yapan Ankara’nın örgütün Rojava’daki kolu YPG ile çatışması mantıklı gelmiyor. Normal koşullarda hem eşyanın tabiatına aykırı hem de çözüm sürecini sekteye uğratacak bir durum.
Mantıklı olan, her iki cephede de çözüm sürecini çabuklaştıracak girişimlerde bulunmak; Kobane’ye yönelik saldırı karşısında Kürtlerin yanında olmak.
Çünkü Türkiye geçmişte kendi Kürt meselesi olan bir ülke durumundaydı. PKK’yı silahsızlandırma, yasal adımlar, reformlarla çözüm daha kolaydı, hala da öyle.
Ama bugün artık mesele Türkiye’nin sorunu olmaktan çıkıyor, bölgesel hale geliyor. İşin Rojava, Irak Kürt Bölgesi kısmı da var. Türkiye, Suriye Kürtlerinin de kendi masasında bir yerlere oturabileceğini düşünmek zorunda.
Kürtler can, Türkiye Şam derdinde
Rojava’yı içine alacak bir tampon bölge fikrinin hiç hayırlı olmayacağı, üstelik Suriye’de işleri içinden çıkılmaz hale getireceği ortada.
Ne diyelim Suriye’de Kürtler IŞİD karşısında can, Türkiye ise Şam derdinde.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder