Katar
da ‘katarı’ terk etti.
Mete Çubukçu
29. 12.2014
Arap ayaklanmaları başladığında birçok kişinin
aksine, yaşananların ucu açık, insanların kendi inisiyatifleriyle başlattığı
bir hareket olduğunu, inişli çıkışlı bir grafik çizeceğini söylemiştik. Ne
bahar ne de kış tanımlamalarını savunmuştuk. Bölge halklarının rejimlerin
duvarlarında açtıkları gedikten yavaş da olsa ilerleyeceklerini ve her şeye
rağmen uluslararası denge ve müdahaleleri de göz ardı etmemek gerektiğini
eklemiştik çoğu kez.
“Biz söylemiştik” demek değil amaç. Sadece her daim yerel
dinamiklere öncelik tanıyarak ama dış dinamikleri de unutmadan Ortadoğu’da
“oyunun” sadece dışarıdan oynanmadığını ifade etmeye çalışmıştık. .
Ortadoğu’da
politikanın ipuçları
Bölgedeki resim üç yıl öncesinden çok farklı. Ve
hala Ortadoğu iyi okunamıyor; tıpkı birkaç yıl öncesinde olduğu gibi.
-Ortadoğu’da
salt din, din kardeşliği ya da Müslümanlık üzerinden ortak bir politika çok
mümkün değildir, bir noktadan sonra çöker.
-
Bölgede mezhep çizgisi üzerinden yürümek ya da bu algıyı yaratmak kaybettirir
ya da o doğrudan o mezhebi çizginin ‘askeri’ olmanız lazım.
-
Konjonktürel olarak yükselen örgütlenmelere ya da örgütlere dayanarak politika
yapılmaz.
-Anakronik
yaklaşımlar ve ‘altın geçmiş’ hayallerine yaslanarak ‘büyük abi’ rolü oynanmaz.
-Osmanlı
bölge için farklı anlamlar taşır, fazla üstelerseniz ters teper, ki tepmiştir.
Ortadoğu ülkelerinin ‘Büyük Osmanlı algısı farklılık gösterir.
-Bölge
ülkelerinin farklı çıkarlar için sürpriz ittifaklar yaptığını bilmek lazım.
Tarihsel olarak da böyledir.
-
Belagat politikasının sonunda dayanacağı yer reel politiktir.
Son
örnek Katar
Ortadoğu’da ilişkiler hala çıkar temelli devam
etmekte. Bunun son örneği Katar’ın geldiği nokta.
Katar Ortadoğu’da son dönemin en aktif ülkesi.
Mısır’da, Libya’da Suriye’de. Katar kısa süre öncesine kadar da benzer
konularda Türkiye ile aynı safta ya da saftaydı. Ama Mısır darbesi tüm
dengeleri değiştirdi.
Katar, Körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan’ın baskısına
dayanamayarak Mısır’da darbe yönetimiyle anlaşma yoluna gitmeye başladı.
Suudiler ve Körfez ülkeleri zaten darbenin arkasında Müslüman kardeşlerin
karşısındaydı.
Ve bölgede Mısır’ın hesaba katılmadığı bir denklemin
yürümeyeceği ortaya çıktı; üstelik Arap milliyetçiliğinin popüler olduğu
dönemlerde bile bazı ülkeler bu kadar yakın olmamıştı birbirine. Katar’ın da
dümen kırmasıyla birlikte Mısır askeri yönetimi karşıtlarının sayısını azalttı.
Çıkarlara
göre cepheleşme
Katar, Mısır’ın baskısıyla Müslüman Kardeşler
yöneticilerini ülke dışına yolladı. Onlar da soluğu Türkiye’de aldı. Ayrıca
Katar Mısır’daki TV kanalarını açmama garantisi verdi. Hamas’ın ofisi hala
Doha’da ama bir süre sonra aynı durum Hamas’ın başına da gelebilir. Bu nedenle
Hamas uzun süre mesafe koyduğu İran’a tekrar yanaşmakta.
Çünkü Suudiler, Körfez ülkeleri Müslüman Kardeşler
hareketinin kendi ülkelerine yayılmasını istemiyor. Katar’da Körfez
İşbirliği Konseyi’nin bu kervanına zorunlu
olarak katıldı; çünkü çıkarlar öyle gerektiriyor.
Suriye
konusunda, Türkiye gibi Suudilerle aynı cephede olan Katar, Mısır konusunda da
Suudilerle birlikte artık. Türkiye ile Suudiler ise Mısır’da farklı cephedeler.
Suudiler darbenin bir numaralı destekçisi zaten.
Yani bölgede her farklı olayda farklı konumlanış söz
konusu. Katar’ın kaçışı, Türkiye’nin tek başına kalışı bunun en son
örneklerinden.
Ortadoğu’da
politikanın yolu daha sakin, mantıklı ve bölge dinamiklerini dikkatle almaktan
geçiyor. Siz Ortadoğu’ya girdikçe Ortadoğu’daki politika oyunları da sizin
içinize girmekte. Tabii ki bölgede hala iddialıysanız bu oyunu da öğrenmeniz
gerek.
2006’yı hatırlatma yarar var. İsrail Lübnan’a
saldırdığında gayri resmi cepheleşme şöyleydi: Suriye-Hamas Hizbullah bir yanda
(Türkiye’de bu cepheye yakındı), İsrail, Suudiler, Mısır, Ürdün diğer yanda. Şimdi
yerinde yeller esiyor bu ittifakın. Çıkarlar
farklılaştı.
Ortadoğu’da
yarın ne olacağını, kimin kiminle olacağını,
belagat ve hesapsız adımlar
belirlemiyor.
Katar
bile ‘katarı’ terk ettikten sonra yeni bir ayarla bölgeye dönmek için
başlatılan ‘Bağdat’ seferleri, Mısır’a medya üzerinden yollanan mesajlar
nedensiz değil.