PKK'NIN DESTEĞİ VE REZERVLERİ
RADİKAL İKİ/ 10.03.2013
Ortalık yine toz duman. Nedeni İmralı’daki görüşme
tutanaklarının yayınlanması. Tutanaklar gazetede yayınlanabilir. Bunda bir beis
yok. Asıl önemlisi karşılıklı olarak
güven ortamının sarsılmaması. Tutanaklar, Öcalan’ın kendi kitlesine ‘teslim
olmadığını’ göstermeyi amaçladığı şeklinde okunabileceği gibi, bazı noktalarda
hükümetle aynı şeyleri düşündüğü şeklinde de okunabilir. Bir diğer okuma ise
hükümeti zor duruma düşürmek olabilir. Yani herkes kendine lehine veya aleyhine
anlamlar çıkarabilir bundan. Olan biteni ‘provokasyon’ değil ‘yol kazası’
olarak değerlendirmek daha uygun.
YOLA DEVAM
Ancak olan olmuştur. Bu durumdan dersler çıkarıp tartışmayı
çok uzatmamak gerekir. Tartışmanın
uzaması bizi işin özünden yani esastan uzaklaştırıyor. Buradaki esas silahların
susması ve ‘barış’ giden yolun açılmasıdır. Barışa giden yolda birçok tartışma,
görüş ayrılığı olabileceği gibi herkes aynı düşünmeyecektir. Önemli olan
Türkiye’de barışın sağlanabileceğine yönelik inancın kaybolmaması Gerektiğinde eleştirmek ama barış inancını
korumak esas olmalı. Herkes zor bir süreçte yol almaya çalışıyor. Hükümet risk
alıyor, Öcalan ‘barış için adım attığını’ söylüyor. PKK itiraz etmeyeceğini
söylüyor. Ancak her kesim için zor bir dönem, dikenli bir yol.
Bu tür durumlarda bilinçli/bilinçsiz yol kazaları
olacaktır. Önemli olan karşılıklı olarak ‘barış’ iradesinin devam etmesi ki
şimdilik tarafların geri adım attığına dair bir emare yok. Hükümet, BDP, PKK
tutanakların ortaya çıkmasından hoşnut değil. O vakit bundan sonra çok daha
dikkatli olmak gerekiyor. Tabii ki karşılıklı olarak hala şüpheler hala
güvensizlikler söz konusu. BDP/PKK daha somut adımlar beklerken hükümet de çok zor
bir misyon yüklenmiş durumda
MASADA KALMAK
Örnek verelim: İngiliz hükümeti ile IRA’nın yasal
kolu ayılan Sinn Fein temsilcileri masada müzakereye devam ederken Londra’da
bir bomba patlar. İngiliz tarafı ‘bu şartlarda görüşmeleri sürdüremeyiz’ der.
Görüşmeler askıya alınır ama ipler kopmaz bir süre sonra taraflar yeniden
masada buluşur.
Bir başka örnek yine İngiltere’den İRA ile görüşme
sürecinde. Görüşmeleri Muhafazakâr Parti’den Başbakan John Major başlatır ama
yıllar sonra sonucu Tony Blair alır. Yani Blair, muhafazakâr rakibinin
başlattığı bir sürece sırtını dönmez, bunu sorun etmez. Beri yandan IRA cephesi
adına Sinn Fein de silahlı mücadelenin tamamıyla karşısındadır, bu tavrından
hiç vazgeçmez, IRA’yı uyarır. Ama karşılığında somut adımlar da atılır. Bizde
de karşılıklı olarak somut adımların sözde kalmaması, bir an önce atılması
gerekiyor.
21 MART BEKLENTİSİ
Henüz yolun başındayız. Gazeteciler, yazalar,
siyasiler kullandığı dile dikkat etmeli. Medya bir anda tavır değiştirmemeli. Unutmayalım
ki 2011 Haziran’ındaki Silvan saldırısı ile duran, durdurulan süreç sonrasındaki
1.5 yıl içinde 1500’den fazla insan hayatını kaybetti. Bunu bir
kez daha düşünmek gerek.
Şimdi Kandil’den Avrupa’dan gelecek yanıtlar bekleniyor.
Bu mektuplar Öcalan’ın eline ulaşacak ve yeni bir görüşme gerçekleşecek. Muhtemelen
her iki kanat da çekincelerini belirterek Öcalan’a destek verecek. Eylemsizlik
ya da ateşkes kararı 21 Mart yani Nevroz’a yetiştirilmeye çalışılıyor ama
gecikebilir. Önemli olan sürecin işliyor olması.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder