15 Ağustos 2016 Pazartesi

Dinlemek isteyenler için: 15.08.2016
Mete Çubukçu: “Halep’i alan savaşı kazanır” medyascope.tv/2016/08/14/met… @medyascopetv aracılığıyla
HALEP'İ ALAN SAVAŞI KAZANIR !

15.08.2016

5.yıl içindeki Suriye savaşı en kritik dönemlerinden birinde. 5 yıldır kenti aralarında bölüşüp zaman zaman birbirlerinde üstünlük sağlayan taraflar, bu kez kenti tamamen ele geçirip, savaşın genel gidişatını da yön vermek daha doğrusu savaşın sonucunu belirleyecek  adımı atmak istiyor.

Halep Suriye'nin barış zamanı olduğu kadar savaş döneminin de en önemli kenti. Önemli çünkü, ne muhalifler ne de rejim kenti 5 yıldır yanında çekebildi. Iddialı  bir tez olabilir ama "Halep'i alan savaşı kazanır".

Savaş öncesi söylenen ezberlerin, Türkiye'de Suriye'yi pek bilmeyenlerin öne sürdüğünün aksine Halep'de Alevi-Sünni ayrımı değil,  ekonomik çıkarlar, Sünni küçük burjuvazinin, ticaret erbabının belli kısmıyla rejimin yanında durması, Hristiyanların cihatçı muhaliflere güvenmemesi hatta rejimden hoşnut olmayan ancak muhaliflerin herhangi bir gelecek projesi sunamamsı neticesinde farklı grupların Şam yönetiminin yayında durması kentteki ve genel savaşın gidişatındaki durumu belirledi.

Halep önemli. çünkü Halep savaşını kendi lehine çeviren taraf ülkenin en önemli lojistik destek koridorunu kontrol edecek. bunun anlamı şu: muhalifler kazanırsa insan ve silah sevkiyatı yolunun rahatlatacak ve ülkenin güney ve doğu kısmını kontrol edebilecekler. Rejim kazanırsa Şam Halep hattı dahil olmak üzere kuzey- Güney ve Batı üçgeni kurarak üstünlüğü ele geçirecek. İki taraf için de bu çok önemli.

Suriye'nin 4 önemli kenti var. Şam, Halep, Humus ve Hama. Buralara hakim olan ülkeye hakim olur. Diğer bölgeler örneğin ülkenin doğusu ve Güney doğusu o kadar önemli değil.

Halep savaşını kazanan kısa süre sonra kurulacak yeni bir Cenevre masasında eli güçlenecek ve karşı tarafı kendisine mecbur edebilecek.

Halep savaşı Suriye savaşının sondan önceki en önemli mücadelesi olacak gibi görünüyor. Özellikle Türkiye açısından en kritik cephelerden birisi. İnsanı ve askeri acıdan. Her halükarda Halep'i kim alırsa alsın binlerce insanın kenti terk edip Türkiye'ye yönelmesi söz konusu. Askeri açıdan ise eğer muhalifler kaybederse sadece sivil değil yüzlerce savaşçı -ki bunların bir kısmı radikal gruplardan oluşuyor- Türkiye sınırına yönelecek. Yani Türkiye her anlamda ciddi bir yük, risk altına girecek. Bu arada Kapılar sivillere sonun kadar açılmalı. Burada bir beis yok. Ama ya muhalif savaşçılar? Bu sorunun yanıtı sanırım Türkiye'yi meşgul edecek nitelikte.

Alandaki duruma gelince.

Kent ikiye hatta üçte bölünmüş durumda. rejim güçleri, muhalif gruplar ve Kürtler kentte farklı alanlarda hakimler. Rejimin Halep'in merkezini ve geniş bir çember çizilirse dış çeperleri kontrol ediyor. Muhalifler bu dış çemberi Güney Batı'dan kırmış durumda. Bu arada Muhalifler Kürtler de rejime muhalif ve hem rejimler hem de muhalefetle çatışıyor.

Savaşların anası olarak da isimlendirilen Halep savaşında muhalifler uzun süre sonra güç birliği yaparak rejimin kuşatmasına kırdı. Bunun savaşın gidişatına etkisini önümüzdeki günlerde göreceğiz ama şu an için belirleyici bir durum değil. Çünkü rejim genelde bu tür geri çekilişler sonra çok daha sert karşılık verebiliyor. Hava kuvvetlerini kullanıyor, daha acımasız olabiliyor.

Peki bu muhalifler kim? Rejim ne yapıyor?

Muhalifler birçok farklı gruptan oluşmakla birlikte asıl savaştan çekirdeği cihatçı gruplar oluşturuyor. Fetih Ordu'su adı altında toplanan grubun içinde El Kaideden ayrıldığını söyleyen eski El Nusra yeni "Şam Fetih" grubu bulunuyor. Nusra'nın El Kaideden ayrılma konusu bu işin uzmanlarını çok ikna etmiş değil. Çünkü ' Nusra terör örgütü listesinden çıkabilmek, Batı'nın muhalifler konusundaki tereddütünü ortadan kaldırmak için kendini kamufle etmek istiyor' diyenler var. haksız da sayılmazlar Çünkü yeni grubun söylem ve çizgisine bakıldığında El Kaiden çok farklı bir şey görülmüyor. Hatta, ABD ve Batı'nın Rusya'nın etkisini azaltabilmesi için bu gruplara şimdilik göz yumduğu, TOW gibi önemli bir silahı sağladığı ( bu silah Ilımlı muhalif gruplara verilmişti ama Nusracıların eline geçtiği) söylenmekte.Yanlış da değil. Ama ABD bu konuda hala hata yapmaya devam ediyor. Fetih Ordu'su adlı 30-40 bin kişilik karışık muhalif gruplar ilk kez böylesi bir ortak karargah ve askeri merkez oluşturarak ciddi şekilde bu savaşa hazırlanmış durumda.

Rejime gelince,
Muhalifler Halep kuşatmasını yarınca, rejim güçleri kente Hizbullah, İran'dan gelen Afgan Hazara milisleri de dahil olmak üzere kendi güçlerini yığmaya başladı. Bu arada havadan kentin diğer bölümünü bombalamaya devam ediyor. Ancak, Suriye Ordu'su çok yorulmuş durumda ve bu son SAVAŞI kaybettiği takdirde önemli darbe yiyebilir. Halep savaşı Rusya'nın devreye girdiği 2015 ortalarından bu yana rejimin el ettiği kazanımları tersine çevirebilir ya da savaşı tamamen rejimin lehine çevirebilir

Uluslarası açıdan ise

Rusya'nın çok sert biçiminde müdahil olduğu Suriye'de artık Rusyasız bir çözüm mümkün değil. Bunu sadece Türkiye değil ABD'de biliyor. Rusya rejimin ana gövdesinin çökmesine izin vermez. Zaten bunun için orada. Bu da Esadlı ya da Esadsız bir biçimde rejimin ana kadrolarının gelecekte de var olacak anlamına geliyor. ABD de aynı fikride. Kimse rejimin çöküp Irak, Libya benzeri bir ülkeyle karşılaşmak istemiyor. Çünkü Esad'a karşı olunsa bile muhaliflere güvenen yok. İstense de istenmese de Esadlı ya da Esadsız rejimin ana gövdesi korunacak.

Ancak Rusya özellikle Halep savaşına doğrudan tamamen rejime destek görüntüsü vermek istemiyor. Çünkü muhtemel bir Cenevre masasında Esadı'ı da güçlü kılmak istemiyor,. Masada iki taraf arasında denge kurmaya çalışan bir dünya gücü görüntüsü vermeye çalışıyor ama bu sadece bir görüntü. Yoksa Rusya tüm muhaliflere karış ve onlar Rusya'nın gözünde "terörist". Zaten Türkiye ile de anlaşamadıkları nokta bu. Türkiye'nin destek verdiği bazı grupları Rusya terörist olaraktan görüyor ve sık sık havadan vuruyor. yeni bir başlangıç yapan Türkiye ile Rusya'nın arısındaki en büyük çelişki kaynağı yine bu olacak. Yani,Ruslar Türkiye'nin desteklediği muhaliflerin bir kısmını vuracak.

Suriyeli Kürtlere gelince,
Halep savaşının bir cephesine de Suriyeli Kürtler oluşturuyor. Suriyeli Kürtler muhalif cephede. kendi çıkarları çerçevesinde savaşacaklar. ancak bu savaşta artık Suriye demokratik güçleri ve içindeki YPG'nin, ABD'nin çok fazla dışına çıkması mümkün değil. Dolayısıyla Esad'a yakınlaşmaları zor görünüyor. Zaten Ülkenin kuzeyi neredeyse onların kontrolünde. Halep savaşının sonucu onları da doğrudan etkileyecek. Ama son analizde Kürtler, muhalifler ya da rejimin kazanımı halinde bu büyük savaşı en az hasarla atlatan taraf olacak gibi. Burada Türkiye Rusya yakınlaşmasını sonucu tabii ki önemli  bir rol oynayacak . Bu tabii ki başka bir yazının konusu olmakla birlikte. Türkiye, Suriyeli Kürtler ya da Suriye Demokratik Güçlerini yavaşlatmak için Rusya'nın rejim yanlısı geçiş formülüne, ya da Esadlılı devam sürecine hayır demeyebileceğini değerlendirmek gerek.

Peki ya IŞİD

Suriye'de saydığımız birbirleri ile savaş tüm güçlerin ortak düşmanı olan IŞİD'in askeri olarak bir geleceği ve karşılığı bulunmuyor. Ideolojik, taban ve Sünni aşiret ve yerel savaş ağalarının pozisyonları ile belli bir süre var olabilecek bu yapı,  askeri olarak , sözüm ona Hilafet anlamında çok fazla şansa sahip değil. ama bu ülkenin ve bu coğrafyanın bir gerçekliği ve terör üreten bir yapı olarak önümüzdeki yıllara taşınacak bir vaka olarak karşımıza duruyor. Bu nedenle Halep savaşı IŞİD açısından önemli. Sonucu onları da etkileyecek.

Neticede,

Suriye savaşı, Halep de kazanan taraf açısından büyük avantaj sağlayacak. Ancak ne Rusya ne ABD Halep savaşının bir tarafın lehine sonuçlanmasını isteyecek gibi görünmüyor.  Çünkü Suriye'nin Esad rejim tarafından yönetilmesi istenmiyor ama muhalifler tarafından yönetilmesi hiç istenmiyor.